“Bazen biri susar, ama biz içimizde onlarca cümle duyarız.”
Bir kelimeyle kırıldığın, bir bakışla uzaklaştığın oldu mu hiç?
Bir mesaj geç geldiğinde “Yoksa bana mı alındı?” diye içinden geçti mi?
Ya da biri seni dinlemediğinde, sadece ilgisiz değil, değersiz de hissettin mi?
Eğer cevabın “evet”se, seni anlıyorum.
Bu yazı senin için.
Ve sana şunu en içten şekilde söylemek istiyorum:
Bu senin “fazla” olman değil. Bu, zamanında yeterince duyulmamış, fark edilmemiş bir yanının hâlâ sesini duyurmak istemesi.
Kişisel Algının Görünmeyen Kökleri
Psikolojide buna “kişisel algı tuzağı” denir.
Yani bir olay olduğunda, o olayı nesnel olarak değil; kendi geçmişimiz, incinmişliklerimiz, duygusal açlıklarımız üzerinden öznel olarak yorumlamak.
Çünkü aslında zihin bir kamera değil; bir süzgeçtir.
Her şeyi olduğu gibi kaydetmez.
Zihnimiz, geçmişten bugüne taşıdığımız duygusal hafıza ile, yaşanan her anı bir anlamla yoğurur.
Ve o anlam bazen şöyle fısıldar:
“Yine fark edilmedin.”
“Yine kıymetin bilinmedi.”
“Yine seni eksik gördüler.”
Ama belki kimse böyle bir şey yapmadı.
Yine de biz, o duyguyu çoktan hissettik bile…
Bu Senin Suçun Değil… Ama Sorumluluğun Olabilir
Kırılganlıklarımıza sahip çıkmak; suçlulukla değil, şefkatle olur.
Her şeyi kişisel algılamak bir savunma biçimidir.
Çünkü zihin, bilinmezlikten korkar.
Birinin davranışını anlamadığında “en kötü” açıklamayı yapar.
Çünkü o açıklama tanıdıktır. Ve tanıdık olan şey, acı verse de güvenlidir.
Ama işte burada durmalıyız. Çünkü bu tanıdık acı, artık bize hizmet etmiyor olabilir.
Bizi koruduğunu sandığımız yorum biçimi, aslında ilişkilerimizi örseleyen bir filtreye dönüşebilir.Ve burada devreye “farkındalık” girer.
Kendimizi yargılamadan gözlemlemek, içimizde neyin tetiklendiğini nazikçe fark etmek…
Klinik Gözle: Hangi Yapılar Bu Duruma Zemin Hazırlar?
Klinik çalışmalarda görüyoruz ki; her şeyi kişisel algılamaya daha yatkın olan bireylerde belirli yapılar sıkça görülür:
- Duygusal ihmal öyküsü:
Küçükken duyguları görülmemiş, onaylanmamış çocuklar; yetişkinlikte kendilerini ifade edemediklerinde kolayca reddedilmiş hisseder. - Aşırı mükemmeliyetçilik:
“Her şeyi doğru yapmalıyım” inancına sahip bireyler, en küçük tepkisizlikte bile kendilerini hatalı ve eksik hisseder. - Bağlanma travmaları:
Özellikle kaçıngan ya da tutarsız bağlanma stilleri, ilişkilerdeki belirsizlikleri bir tehdit gibi algılamaya neden olur. - Travmatik yaşantılar:
Aldatılma, değersizleştirilme ya da terk edilme gibi geçmiş deneyimler, şimdide yaşanan en ufak boşlukları bile tetikleyici hâle getirir
Peki Ne Yapabilirim?
Bu sorunun sihirli bir cevabı yok. Ama küçük adımlarla içsel dönüşüm mümkün.
1. Duygunu tanı, yargılama.
“Ben yine abartıyorum” deme. O duygunun bir geçmişi var.
Ama her hissin haklı olması, her yorumun doğru olduğu anlamına gelmez.
Önce hissi fark et. Sonra yorumu sorgula.
2. “Şu an ne hissediyorum?” sorusunu ezberle.
Bunu içselleştir. Çünkü duygu tanımlandıkça sakinleşir.
3. Olaya değil, hikâyene odaklan.
Biri geç cevap verdiğinde aklından geçen ilk cümle ne?
“Yine önemsenmedim” mi?
Bu senaryonun sana ne anlatmak istediğini anlamaya çalış. Belki bu, sadece geçmişin sesidir.
4. Sessizliğe dayanamıyorsan, belirsizliği şefkatle kabul etmeyi dene.
Biri senden uzaklaştığında hemen anlam yüklemek yerine, kendine şöyle de:
“Bu duyguyu tanıyorum. Ama bu kişi, geçmiştekiler değil. Hikâye aynı olabilir, ama sahne farklı.”

Bir Gerçek Danışan Hikâyesi:
Bu hikâye gerçek bir danışmanlık sürecinden ilhamla kaleme alındı. Gizlilik ilkesine bağlı kalınarak isimler ve detaylar değiştirilmiş, örnekleme evrensel hâle getirilmiştir.
Zeynep, 32 yaşında. Evliliğinde hep eşi tarafından “küçümsenmiş” gibi hissediyor. Eşi sessiz kaldığında bile, Zeynep bunu “yine beni yetersiz buluyor” diye yorumluyor.
Ona şunu sordum:
“Bu his, sana neyi hatırlatıyor?”
Bir süre sustu… Sonra ağlamaya başladı:
“Babam ne zaman derslerimle ilgili konuşsa, hep daha fazlasını isterdi. ‘Bu yetmez’ derdi. Sanırım o zamanlardan beri, sessizlik bana ‘eksiksin’ diyor.”
O an bir şey değişti.
Zeynep eşine değil; babasının gölgesine alınmıştı.
Ve bu farkındalık, ilişkisinde ilk kez suçlayıcı değil; yumuşak bir kapı açtı.
Unutma:
“İnsan bazen bir cümleye kırılmaz; o cümleyi daha önce de duyduğu için canı yanar.”
Mini Hatırlatma:
“Kişisel algı, geçmişin bugüne verdiği tepkidir.
Ama farkındalık, o geçmişle barışmanın ilk adımıdır.”

3 Yorumlar
nihatozturktr@gmail.com
dfg
888starz_sgen
888starz uz, O’zbekistondagi eng yaxshi onlayn qimor sayti qimor o’ynash uchun ideal imkoniyatlar taqdim etadi. Ushbu platformada o’yinchilar uchun ko’plab o’yinlar, bonuslar va maxsus takliflar bor .
888starz uz ga kirishni juda qulay tarzda bajarish mumkin . O’yinchilar o’z hisoblarini osonlik bilan yaratib, o’yinlarga kirishlari mumkin.
Har hafta sayt yangi aktsiyalar va bonuslar bilan ajralib turadi. Bu o’yinchilarning qiziqishini oshirish uchun muhimdir .
888starz uz xavfsizlikni ta’minlashga katta e’tibor qaratadi . Ular o’z ma’lumotlarini himoya qilish uchun zamonaviy texnologiyalarni qo’llaydilar .
888starz bet скачать на андроид [url=https://www.888starzuzb.com/apk/]https://888starzuzb.com/apk/[/url]
minecraft_tzpr
This section includes downloads for various platforms such as PC, consoles, and mobile devices.
minecraft new update apk [url=https://www.download-minecraft-apk.com/]https://download-minecraft-apk.com/[/url]