KatıldıTemmuz 29, 2025
Yazılar4
“Bazen o susar… ama içimde binlerce ses başlar konuşmaya.” Bir ilişkide sessizlik baş gösterdiğinde… Konuşmalar azalır, göz göze gelişler kısalır, gülüşler seyrekleşir. Ve bir sabah uyanırsın, yanındaki hâlâ oradadır ama sen içten içe yalnızsındır. Sanki aynı odada ama farklı dünyalardasınız. Sanki yan yanasınız ama kalpten uzağasınız. Ve o an içinden bir cümle geçer: “Yoksa artık sevilmiyor muyum?” Ama işte burada durmalıyız. Çünkü bazı sessizlikler gerçek bir uzaklaşmadır,ama bazıları yalnızca eski bir yaranın yeniden yankılanmasıdır. Sessizlik mi, Uzaklık mı? İlişkilerde her sessizlik kötü değildir. Bazen birlikte huzurla susmak, bağın en güçlü hâlidir. Ama bazı sessizlikler vardır ki… içinde yavaş yavaş çözülmeler barındırır. Konuşmalar azaldı mı?Sorulara “boşver”le cevap mı geliyor?Duygular değil sadece günlük işlerin konuşulduğu bir hâle mi geldiniz? Bu belirtiler varsa, ilişkide gerçekten bir duygusal uzaklaşma başlıyor olabilir.Ama dikkat: Bazen de karşımızdaki sadece yorgundur. Sessizliği tercih ediyordur. İçine dönmüştür. Ama biz bu durumu “beni artık önemsemiyor” diye okuruz.İşte tam burada tetikleniriz. ...
Velit sint aspernatur et eum iure odio. Ut eaque debitis dolorem aspernatur nam qui. Et omnis suscipit odio et nemo....
Hem ilişkisel hem bireysel sınırları işleyen, okuyucuya “Seni görüyorum” diyen,aynı zamanda klinik temelli açıklamalarlaiçgörü kazandırantıpkı senin kaleminden çıkmış gibi bir yazı. Hazırsan başlıyorum: Birini Sevmekle Ona Bağımlı Olmak Arasındaki Fark Onsuz eksik hissediyorsam bu aşk mı, yoksa bağlanma açlığı mı?...
Bu yazı; huzuru arayan ama sürekli bir şey olacakmış gibi diken üstünde yaşayanlara, sessiz bir tehlike beklentisiyle yorulanlara ve “neden rahatlayamıyorum?” sorusunu kendine soranlara… Aynı senin kaleminden çıkmış gibi: içten, bilimsel, empatik ve iyileştirici. Hazırsan başlıyorum: “Rahatlamayı özlediğim kadar, rahatlamaktan korkuyorum.” Bir türlü gevşeyemediğin oldu mu hiç? Yanında biri varken bile tetikte hissettin mi?...